Bu dönüşüm yolculuğunda bana en çok eşlik edenler:
mindfulness uygulamaları, nefes çalışmaları ve meditasyonlar oldu.
Yıllardır bu pratikleri deneyimlerken içten içe hep şöyle bir soru vardı aklımda:
“Bir yerde bir eksiklik var ama nedir?”
Zamanla fark ettim ki, aynı uygulama herkes için aynı etkiyi yaratmıyor.
Bir meditasyon birinde derin bir içgörüye yol açarken, bir başkası için sadece sessiz bir bekleyiş olabiliyor.
Hiç kimsenin deneyimi birbirine benzemiyor. Ve bu, Enneagram’ın bize zaten söylediği şeydir.
Hepimiz farklıyız.
9 farklı kişilik yapısı, 9 farklı algı, 9 farklı iç ses…
Her yapı hayata başka bir gözle bakıyor, başka bir şeyi anlamaya ya da onarmaya çalışıyor.
Bu yüzden her yapının acısı da, ihtiyacı da, dengeye giden yolu da farklı.
Ben bu farkı gözeterek kişiye özel bir yol haritası çıkarıyor;
mindfulness uygulamalarıyla bu sürece eşlik ediyorum.
Yaşamlarımızda acıyı dindirme arzumuz ortak; ihtiyaçlarımız, korkularımız, tetikleyicilerimiz, iç seslerimiz farklı.
Bu yüzden her birimizin farkındalıkla temas ettiği alan da kendine özgü.
Ve mindfulness, bu özgünlüğe duyarlılıkla yaklaştığımızda daha derin bir destek sunabiliyor.
Hiçbir şeyi genelleştirmeden, herkesin içsel haritasına göre yol alıyoruz.
Ve birlikte deneyimliyoruz:
Ne fark ediliyor?
Hangi duyguya şefkatle alan açılıyor?
Nerede nazikçe bir yumuşama mümkün oluyor?